Ana içeriğe atla

SOCIAL IMPACT OF TECHNOLOGY


  



 Bir ülkenin nasıl olduğunu anlamak istiyorsak yapmamız gereken iki şey vardır. Birincisi o ülkenin üretimine ikincisi ise o ülkenin teknolojiyi nasıl kullandığını bakmaktır. Çünkü toplumların yansıması hayat tarzlarının aynasıdır. Örneğin bizim ülkemizde Youtube ve Blogspot neredeyse hiç derine girmeden sunulan nedenlerden dolayı kapatıldı ve böylece insanların bilgiye ulaşması bir koldan engellenmiş oldu. Emperyalist güçlerin çıkar çatışması nedeni ile  I. ve II. Dünya savaşları yaşandı. Savaşın çıkmasıyla birlikte iletişimin de gücü arttı. Bu nedenle I. Dünya savaşında telgraf  II. Dünya Savaş’ında telsiz ve II. Dünya savaşının sonunda ise bilgisayar icad edildi. Bunun yanında ilk mobil telefon uygulaması da aynı yıllarda ABD’de de hayatımıza girdi. Buna bağlı olarak hayat tarzlarının hem teknolojinin gelişmesine hem de toplumu değiştirmesinde ve dönüştürmesinde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Hayat tarzlarının teknolojiyi geliştirmesine bir örnek olarak da mobil telefonların gelişimiyle örnek verebiliriz

    Teknoloji geliştikçe insan gücüne duyulan ihtiyaç da günden güne azalıyor. Kapitalizmin emriyle piyasaya sürülen her yeni ve ileri teknolojik araç insan gücüne duyulan bağımlılığı makine gücüne duyulan bağımlılığa çeviriyor. Bunun yanında internet teknolojisi de insanların düşünce yetilerini geri plana atmaya başladı. Google ile birlikte internet olan her yerde Dünya’nın en geniş ve zengin kütüphanesi var. Eskiden kütüphanelerde saatlerce araştırma yaparken bugün bilgiyi okumak için onu kendimize göre düzenliyor ve internetten nerdeyse her türlü bilgiye anında ulaşabiliyoruz. Bu bilgi akışı içerisinde insanların belki de teknolojiden en çok etkilendikleri mecra olan sosyal medya doğdu. Bugün beynimizden çıkan bir bilgi Facebook’a gidiyor, o mesaj Facebook’tan diğerine ulaşıyor. Çoklu ortamdan çoklu ortama bilgi akışı insanların artık bilgiyi okuma şeklini bile değiştiriyor. Örneğin internet siteleri sayfa düzenlemelerini insanların bir şeye bakarken ilk bakışlarının nereye odaklanacağına göre yapıyorlar. İnsanların Google ve sosyal medyadan bilgi edindikleri için artık beynimizin yerine internet bilgiyi depoluyor. Böylece belki de ilerde Google beynimizde olacak, web de search etmek yerine ve beynimize yerleştirilen çiplerle düşünerek bilgiyi bulabileceğiz.

   Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan internet, insanların günlük hayatlarını da değiştirmeye başladı. Eskiden elinde not defteri ve kitabıyla gelen insan bugün iPad’i ile derse gidiyor. Yakında, bugün derse giden insan evinden online ders alarak üniversitenin istediği bölümünden mezun olacak. Teknolojinin gelişmesi, internetin yaygınlaşması sanalla gerçeği birbirine yaklaştırdı. Smart Phone’ların hayatımıza girmesiyle insanlar yalnızlaşmaya ve asosyal olmaya başladı. Bugün toplu olarak arkadaşlarımızla oturduğumuzda sohbet etmek yerine herkes elinde telefonunda Twitter’da, Facebook’da durumlarını güncelliyor. Geçen hafta meydana gelen Kütahya depremini hissetmeyenler haberlerden önce ilk kez Twitter’dan öğrendiler. Twitter adeta milyonlarca insanın çalıştığı, ortaya düşüncesini attığı bir haber merkezi gibiydi. Bu yüzden artık insanlar internetsiz yaşayamıyorlar. İnternet son yıllarda adeta bağımlılık haline gelmiş durumda.
  Teknolojinin gelişmesi sokağa çıkarken yanımıza aldığımız küçük eşyalardan da bizi kurtarmaya öncülük etmeye başlamak üzere. Turkcell’in mobil cüzdan uygulamasıyla birlikte yakında yanımıza cüzdanımızı almadan çıkabileceğiz çünkü telefonumuz hem kredi kartı, hem akbil, hem okul kartı, hem de ev anahtarı olma görevlerini de üstlenecek. Bunun yanında eDevlet uygulamasıyla da artık çoğu işimizi oturduğumuz yerden yapabiliyoruz. İlk çıktığında sms gönderme kabiliyeti bile olmayan cep telefonlarına bağımlılığımız böylece her geçen gün katlanılır şekilde daha da artacak.

    Kısacası teknoloji hem daha az düşünmemizi hem de oturduğumuz yerden çoğu işi halletmemiz için yol açtı. Amerikalı’ların neredeyse tamamı fast food yüzünden şişmanken yakında bizler de teknoloji yüzünden hem hantal, hem kilolu, hem de daha az düşünen insanlar olacağız. Belki de kapitalizmin en büyük silahı olan teknoloji, robotlarla yarışacağımız ileriki yıllarda bu aletlere daha fazla bağımlı olabilmemiz için bizleri olduğumuzdan daha da tembelleştirmeye çalışıyordur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖLÜMÜNÜN 14. YILINDA AHMET KAYA'NIN FEVKALE ONURLU VE HAZİN ÖYKÜSÜ - OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE !

HABER: TÜLAY ESEN “B ilimle anla beni felsefeyle anla, tarihle anla ve öyle yargıla.” demişti Ahmet Kaya 1988 yılında çıkarttığı ‘Başkaldırıyorum’ albümünde. Ve yıl 2014; Ahmet Kaya’nın tarihin unutulmaz kahramanlarının yattığı Pere Lachaise Mezarlığı’na gömülmesinin üstünden tam 14 yıl geçti. Günün konjonktürü onu tarihle anlamıştı artık. Ahmet Kaya’yı vatan haini ilan edenler, ona bir ödül gecesinde çatal-bıçak fırlatanlar, haberlerin üst başlığından kendisine küfür edenler bugün ondan özür diliyor, mezarına gidiyor ve başka bir dilden söylenecek bir şarkı ile ülkenin bölünmeyeceğini, aksine tüm halkların birbirine yaklaşacağını anlıyorlardı. Tarih 16 Kasım 2000… Sürgünde bir öfkeli adam. Aynı zamanda buruk ve kırgın… Öfkesinin keskinliği bu yüzden. Zamansız ve iç burkucu bir ölüm onunkisi. Hesapsız ve kitapsız bir gidiş. Ölümünden iki gün sonra kalabalıklar tabutunun başında yas tutuyor. Yer Paris Lachaise Mezarlığı, kızı Melisa ve eşi Gülten Kaya da orada. Gülten Kaya

YOLU AUTOBAN'DAN GEÇEN MİMARİ

RÖPORTAJ: TÜLAY ESEN Sefer Çağlar ve Seyhan Özdemir 2003 yılında kurdukları    ‘Autoban’ adlı tasarım ofisi ile 12 yılı aşkın süredir yurt içinde ve yurt dışında kafe ve restoran tasarımları, konut, otel, perakende mağazaları, ofis, sinema salonu, öğrenci yurtları ve mobilya tasarımları gibi pek çok alanda çalışmalar yapmaya devam ediyor. 2012 yılında Ulus Savoy Projesi’nin sosyal alanlarını yapan Autoban ekibi havacılığa olan ilgileriyle bu sektörde de önemli    projelere imza attı. Atatürk Havalimanı CIP projesinden sonra son olarak “mikro mimari” yaklaşımı ile yaptıkları Bakü Haydar Aliyev Havaalanı iç mekan tasarımı ile 2014 yılı ‘Red Dot’ tasarım ödüllünün sahibi oldu. Yurt dışında yaptıkları işlerle kendinden söz ettiren başarılı ekip bu yıl, Londra’da dünya mutfağına kendine has yorumlar getiren ünlü restoran girişimcisi Alan Yau’ya ait iki restoranın tasarımını üstlendi. Sefer Çağlar, Seyhan Özdemir ve Efe Aydar ortaklığı ile ilerleyen 35 kişilik Autoban ekibi s

EVANTHIA REBOUTSIKA: MÜZİKLE ÖZGÜRLEŞİYORUM

RÖPORTAJ: TÜLAY ESEN B azı insanların sanat yaşamı henüz kendileri doğmadan çiziliyor sanki. Sanatla içli-dışlı bir ailenin çocuğuysanız, sanatçı olmak kaderiniz oluyor ve belki en fazla hangi dalında devam edeceğinize dair tercihlerde siz müdahil olabiliyorsunuz. Serin bir kasım sabahı Yunanistan’ın cennet misali yarım adalarından Mora’nın Achaea şehrinde dünyaya gözlerini açan Evanthia Reboutsika, böylesi sanatçılardan. Çocukluk yıllarını erkek kardeşi Ploutarchos, kız kardeşleri Maria ve Ioanna ile beraber Yunanistan’ın 3. büyük şehri Patras’ta geçiren Reboutsika, doğuştan kaderi tayin edilen sanatçılardandır. Zira babası geçimlerini şehirdeki küçük sinema salonu olan Rex ile sağlıyordur ve annesi aynı salonda gişe memuresi ya da yer gösterici olarak eşine yardım ediyordur. Küçük Evanthia, her ne kadar daha konuşmayı dahi öğrenmeden filmlerle içli dışlı olduğu için aktrist olmak istese de, izlediği filmlerin müzikleri onu daha çok etkilemiştir. Ve müziğe büyük bir yatkınlığ