Geçtiğimiz yaz mezuniyet törenime çok yakın bir tarihte önüme macera dolu bir reklam filminde yapım asistanlığı fırsatı çıktı. TFF ve Ülker'in ortak çalışması olan Grassroots Futbol Köyleri'nde alt yapıdan yetişmeye başlayıp futbola gönül vermiş çocukların 10 günlük kamp boyunca neler yaşadıklarını, neler yaptıklarını ve neler hissettiklerini yansıtan bir reklam filmi çekilecekti. Ekip süperdi. Deplase Keyifler'le taraftarı Lig TV ekranına bağlayan Rio Film ekibiyle birlikte olacaktım. Bir yandan çok sevdiğim okulumdan ayrılırken atacağım kep, öte yandan böylesine güzel bir reklam filminin içinde olabilme şansı, beni hayatımın zor kararlarından birini vermek zorunda bıraktırdı. Bir günün sonunda, hayatımın en gururlu günlerinden birinde olmak yerine idealist ruhumla reklam filminde çalışmayı tercih ettim.
Reklam filmi öncesinde bana düşen çalışmalar, organizasyon, bütçe derken 30 Haziran öğleden sonra reklam filmi için Nevşehir'e indik. Buradan sonra Kartepe'deki kız kampına gidecektik. Diğer ekibimiz ise futbol kamplarının olduğu diğer beş şehre doğru 1 Temmuz 2012 günü yola çıktı. Nevşehir reklam filmimizin kalbiydi ve burada onlarca tanımadığımız çocukla birlikte tam altı gün geçirdik. Birlikte güldük, oyunlar oynadık, konuştuk, gezdik... Onları anlamak ve doğru anlatmak için büyük bir çaba sarf ettik ama eğlenceli bir çabaydı. Ergenlik çağına yeni girmiş bu minikler ilk zamanlar reklam filmi ekibindeki tek kız ben olduğum için biraz uzak durdular. Birkaç gün sonra bana da alışmaya başladıklarında "Tülay Ablaaa, Tülay Ablaaa" diye eteğimde dönmeye başladılar :) Son gün vedalaşırken bu yüz çocuk bize, biz de onlarda kalbimizin bir ucunu bırakmıştık.
Bu arada 2 Temmuz 2012 günü Bilgi Üniversitesi'nde kep törenim gerçekleşti. İçim o gün gerçekten çok buruktu. Arkadaşlarımdan aldığım "Keşke sende olsaydın." mesajları, cübbeli ve kepli fotoğrafları eşliğinde bir gün geçirdikten sonra ertesi gün bölümü üçüncülükte bitirdiğim haberini aldım. Bu gerçekten çok güzel bir haberdi ama orada olup o gururu yaşayamadığım ve aileme yaşatamadığım için, içim yandı.
6 Temmuz 2012 sabahı Kartepe'de bulunan Kız Futbol Köyü'nde bizi bambaşka ruh hallerinin beklediğinden habersizdik. Kızların enerjisi bambaşkaydı. Futbol oynayan 100 tane kız görünce gerçekten çok şaşırdım. Küçük yaşta futbolla büyüyen kızlar olduğunu görmek bana bildiğimden farklı bir dünyanın daha kapısını açtı. Kızlarla dedikodu yaptık, kikirdedik, top peşinden koşturduk :)) İki günün sonunda kalbimizin bir ucunu da onlarla bırakıp geri döndük.
Türk Futbol Fedarasyonu ve Ülker futbola gönül vermiş bu çocuklara ve bunlar gibi binlercesine çok güzel bir imkan sağlıyor. Ülkemizde futbol ve spor adına böyle bir eğitim olması mutlu bir gelişme. Futbol gibi diğer spor dallarında da böyle eğitimlerin olması çocuklarımızın fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimine katkı sağlayacaktır. Dilerim ileri tarihlerde onları da görebiliriz ve reklam filmlerini çekmeye gideriz :)
Bu reklam filmine duyguyu, gönlüyle veren yapımcımız ve yönetmenimiz Özer Selik, gözleriyle de veren kameramanımız Sertaç Yüksel'di. Reklam filminin böylesine güzel olmasının nedeni sanatkar olduğunu düşündüğüm bu iki insandır aslında. Benim de çorba da tuzum olduysa ne mutlu :) Şimdi oturup yaptığımız bu işi izlerken gerçekten çok gururlanıyorum. Bu miniklerin söylediklerini ve anlattıklarını onlarla birlikte yaşadığım için bana çok anlamlı geliyor. Umarım size de öyle geliyordur...
Yorumlar
Yorum Gönder