Ana içeriğe atla

FUTBOL? ZEKİ, ÇEVİK, AHLAKLI?

Neden Beşiktaş'lısın, Fenerbahçe'lisin, Galatasaray'lısın, Trabzonspor'lusun (...) ?
- Renklerine gönül verdim.
- ........ olunmaz doğulur.
- Kanımı akıtsam ..... - ..... akar benim.
Diye düşünüyorsan yanılıyorsun.

1990'lı yıllardan sonra The World is Flat (Dünya Düzdür) kavramı artık Türkiye içinde geçerli oldu. Bir oda büyüklüğündeki bilgisayarların pc ye dönüşmesinden ve internetin TR de yangınlaşmaya başlamasından sonra Dünya'nın öbür ucundaki bir haberi saniyelik farklarla öğrenebilmeye, aradığımız her türlü bilgiye sadece bir kaç tık ile ulaşabilmeye başladık. Bu küreselleşmeden spor da, sporcu da, taraftar da payını aldı.

Mesela spora bahisin girmesiyle beraber bu işten çok büyük paralar dönmeye başladı. Rıdvan Dilmen'in iddaa bayisi olması, Şansal Büyüka'nın internette bahis sitesine sahip olması tesadüfi değildir. Medya'nın bu büyük pastadan nasıl yararlandığını bu küçük örnekten görebiliriz.

Eskiden spor zeki, çevik ve ahlaklıydı.Şimdi ise spor sadece bir eğlence. Medya bu eğlenceyi satabilmek, daha fazla para kazanabilmek için taraftarı fanatikleştirmek zorundaydı. Fanatizmi yaratmak istiyorsa sadece tek bir rakip meydana çıkartmak zorunda. Örnek verecek olursak Fenerbahçe'nin tek düşmanı var Galatasaray, Galatasaray'ın da tek bir düşmanı var Fenerbahçe. Fanatik bir taraftar takımının o yılki formasını almadığında, maçına gitmediğinde, maça gidemediğinde evinden şifreli yayınla maçı izlemediğinde, gazeteden maç yorumlarını okumadığında takımı sanki ona şöyle söyler: "Benim için ne yaptın?" Yani medya sporu, sporcuyu, takımı kullanarak kitleye para harcaması için mesaj gönderir ve mesaj da çok güzel bir şekilde yerini bulur. Yerini bulan mesaj taraftarın tüketimiyle para olarak medyaya geri döner.


Fanatikleşen taraftar yenilgilere ve rakibe tahammülsüzleşir ve fütursuzca davranışlar sergileyerek mülkiyete, kişilere bazen ise kendine zarar verecek duruma gelir. Bu duruma Holiganizm denir. Medya'nın katalizör etkisini buradan çok net görebiliriz. Artık bomba patlamıştır. BOOOOMMMM. Bu medyanın yarattığı bir canavardır ve artık futbolun zeki, çevik ve ahlaklı olmadığının bir kanıtıdır aslında.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖLÜMÜNÜN 14. YILINDA AHMET KAYA'NIN FEVKALE ONURLU VE HAZİN ÖYKÜSÜ - OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE !

HABER: TÜLAY ESEN “B ilimle anla beni felsefeyle anla, tarihle anla ve öyle yargıla.” demişti Ahmet Kaya 1988 yılında çıkarttığı ‘Başkaldırıyorum’ albümünde. Ve yıl 2014; Ahmet Kaya’nın tarihin unutulmaz kahramanlarının yattığı Pere Lachaise Mezarlığı’na gömülmesinin üstünden tam 14 yıl geçti. Günün konjonktürü onu tarihle anlamıştı artık. Ahmet Kaya’yı vatan haini ilan edenler, ona bir ödül gecesinde çatal-bıçak fırlatanlar, haberlerin üst başlığından kendisine küfür edenler bugün ondan özür diliyor, mezarına gidiyor ve başka bir dilden söylenecek bir şarkı ile ülkenin bölünmeyeceğini, aksine tüm halkların birbirine yaklaşacağını anlıyorlardı. Tarih 16 Kasım 2000… Sürgünde bir öfkeli adam. Aynı zamanda buruk ve kırgın… Öfkesinin keskinliği bu yüzden. Zamansız ve iç burkucu bir ölüm onunkisi. Hesapsız ve kitapsız bir gidiş. Ölümünden iki gün sonra kalabalıklar tabutunun başında yas tutuyor. Yer Paris Lachaise Mezarlığı, kızı Melisa ve eşi Gülten Kaya da orada. Gülten Kaya

YOLU AUTOBAN'DAN GEÇEN MİMARİ

RÖPORTAJ: TÜLAY ESEN Sefer Çağlar ve Seyhan Özdemir 2003 yılında kurdukları    ‘Autoban’ adlı tasarım ofisi ile 12 yılı aşkın süredir yurt içinde ve yurt dışında kafe ve restoran tasarımları, konut, otel, perakende mağazaları, ofis, sinema salonu, öğrenci yurtları ve mobilya tasarımları gibi pek çok alanda çalışmalar yapmaya devam ediyor. 2012 yılında Ulus Savoy Projesi’nin sosyal alanlarını yapan Autoban ekibi havacılığa olan ilgileriyle bu sektörde de önemli    projelere imza attı. Atatürk Havalimanı CIP projesinden sonra son olarak “mikro mimari” yaklaşımı ile yaptıkları Bakü Haydar Aliyev Havaalanı iç mekan tasarımı ile 2014 yılı ‘Red Dot’ tasarım ödüllünün sahibi oldu. Yurt dışında yaptıkları işlerle kendinden söz ettiren başarılı ekip bu yıl, Londra’da dünya mutfağına kendine has yorumlar getiren ünlü restoran girişimcisi Alan Yau’ya ait iki restoranın tasarımını üstlendi. Sefer Çağlar, Seyhan Özdemir ve Efe Aydar ortaklığı ile ilerleyen 35 kişilik Autoban ekibi s

EVANTHIA REBOUTSIKA: MÜZİKLE ÖZGÜRLEŞİYORUM

RÖPORTAJ: TÜLAY ESEN B azı insanların sanat yaşamı henüz kendileri doğmadan çiziliyor sanki. Sanatla içli-dışlı bir ailenin çocuğuysanız, sanatçı olmak kaderiniz oluyor ve belki en fazla hangi dalında devam edeceğinize dair tercihlerde siz müdahil olabiliyorsunuz. Serin bir kasım sabahı Yunanistan’ın cennet misali yarım adalarından Mora’nın Achaea şehrinde dünyaya gözlerini açan Evanthia Reboutsika, böylesi sanatçılardan. Çocukluk yıllarını erkek kardeşi Ploutarchos, kız kardeşleri Maria ve Ioanna ile beraber Yunanistan’ın 3. büyük şehri Patras’ta geçiren Reboutsika, doğuştan kaderi tayin edilen sanatçılardandır. Zira babası geçimlerini şehirdeki küçük sinema salonu olan Rex ile sağlıyordur ve annesi aynı salonda gişe memuresi ya da yer gösterici olarak eşine yardım ediyordur. Küçük Evanthia, her ne kadar daha konuşmayı dahi öğrenmeden filmlerle içli dışlı olduğu için aktrist olmak istese de, izlediği filmlerin müzikleri onu daha çok etkilemiştir. Ve müziğe büyük bir yatkınlığ